Bir eğitimci olarak gençler, öğrenciler ve veliler ile oldukça zaman geçirme, konuşma ve onları gözlemleme fırsatımız oluyor. Teknoloji konusu gündeme geldiğinde de genelde günlük olarak belli bir vaktin ayrılabileceği kanaatine sahiptim. Ne zaman ki kendi çocuğum 6. ve 7. sınıfa gelip ergenlik dönemine girince ve onunla beraber o fırtınalı yaşları geçirince tüm bildiklerim yalan oldu. Özellikle teknolojiye bakışım değişti. Günlük kullanımı geçtim, haftalık kullanımının bile gençlerde müthiş bir erozyona sebep olduğunu fark ettim. Mümkün olduğu kadar uzak tutulması kanaati bana hâkim olmuştu. Ne var ki pandemi süreci başlayınca bu ezberde bozuldu. Çocuklarımızı kendi ellerimizle teknolojinin kucağına ister istemez bırakıverdik. Ve bir dijital eğitim süreci başladı…Okullarımızın çocuklara dersin ötesinde ne kadar çok faydası olduğunu fark ettik. Kapalı olan okulların ve yoğun teknoloji kullanımının çocuklarımızdan neleri koparıp götürdüğünü ve onların bedenlerinde, zihinlerinde, ruhlarında nasıl bir tahribat yaptığına zamanla şahit olacağız. Bu nedenle bu yazımda teknoloji kullanımına değinmeye çalıştım. Öğrencinin teknoloji kullanımı ile ilgili soru sorulduğunda genelde şu üç soruyu soruyorum ben de:
1.Ekran karşısında günlük ne kadar zaman geçiriyor?
2.Üreterek mi zaman geçiriyor, tüketerek mi?
3.Bağımlı mı? Değil mi? Aday mı?
Özellikle 15 yaşına kadar çocukların bir şeylere bağımlı olmaları çok kolay, kısa zamanda bir şeye çabuk bağımlı olabiliyorlar. Yukarıda özellikle ekran dedim, ekran ile kastım bilgisayar, cep telefonu, notebook, tablet ve TV. Dikkat ederseniz çocuklar ekran karşısına geçtiklerinde hareketsiz kalıp sadece pasif pozisyonda kalarak dinlenme ve izleme yapıyorlar. Eğer içerikte düşünme de yoksa zamanı tamamen tüketerek geçiriyorlar. Neyi tüketiyorlar? Duygularını, enerjilerini, hareket kabiliyetlerini, konuşma ve kendilerini ifade etme yetilerini… Ayrıca gözlerini… Ve kısaca kendilerini ve her şeylerini...
Bir gazeteci, Apple’ın yöneticisi Steve Jobs ile yaptığı röportajda 'Çocuklarınız İpad’e bayılıyor olmalılar değil mi? ' diye sorduğunda " Daha hiç kullanmadılar, çocuklarımızın evdeki teknoloji kullanımını kısıtlıyoruz." cevabını duyunca gazeteci gibi benim de ağzım açık kaldı.
Çocuklarımızın geneli ekran ışıkları ile bronzlaşıyorlar. O derece ışığa ve radyasyona maruz kalıyorlar ki ekran ışıklarından koruyucu kremler çıksa yok satar bence.
3D Robotic’in CEO’su Chris Anderson, 6 ile 17 yaş arasında değişen 5 çocuğuna evdeki her teknolojik cihaz için zaman sınırı ve aile kontrolü getirdiğini söylüyor. Birçok zararlı etkilerin dışında bu aletlere bağımlı hale gelmemelerini istiyor.
Twitter ve Blogger‘ın kurucularından Evan Williams iki küçük çocuğunun ipad yerine ne zaman isterlerse alıp okuyabilecekleri yüzlerce kitabı olduğunu söylüyor.
" Çocuklarımız için hafta içi katı bir ekran yasağı kuralımız var. "diyor bir teknoloji medya ilişkileri firması olan Sutherlandgold Group’un CEO’su Lesley Gold.
Teknoloji ile iç içe olan birçok uzman, çocuklarının 14 yaşına gelene kadar cep telefonu kullanımını yasaklıyor. Yazdıkları ve paylaştıkları ileriki yaşantılarında kendilerini olumsuz etkilenmesin diye sosyal medyayı kullanımını da yasaklıyor ve ayrıca bir numaralı ortak kural " Yatak odasında ekran tamamen yasak."
Çocukların teknoloji ile vakit geçirmelerinin ötesinde nasıl geçirdikleri de önemli, üreterek mi tüketerek mi? Facebook, Dropbox’ın danışmanı ve iLike’ın kurucusu Ali Portavi: " Boya fırçalarıyla, piyanosuyla vakit geçiren bir çocuğu sınırlamak nasıl doğru değilse bilgisayarda video üreten, program yazan bir çocuk da öyle olmalı." diyor.
Bazı uzmanlar ise tamamen yasak koymanın geri tepebileceğini ve bu çocukların ileride birer dijital canavara dönüşebileceğini söylüyor. Twitter’ın CEO’su Dick Costolo, ergenlik dönemindeki iki çocuğunun oturma odasında oldukları sürece sınırsız teknoloji kullanımına izin verdiklerini söylüyor.
Sonuç itibariyle teknolojiye ve teknolojinin nasıl kullanılması gerektiğine dikkat çekmek istedim. Çünkü son zamanlarda büyükler olarak bizlerin kafasını cep telefonlarından kaldırıp çocukların ne yaptığının farkına varmanın zamanı geldi de geçiyor bile... Aksi halde sosyal medya ve online oyunlar sayesinde çocuklar basit kullanıcı modundan çıkıp bağımlı moduna doğru hızlı bir şekilde yol alıyorlar...Ayrıca son olarak İdeal Akademi Yayınlarından çıkan değerli dostum Bayram Ayaz’ın kaleme aldığı “Sanal Bağımlılık” kitabını okumanızı tavsiye ederim. (Kitap temin için https://idealkitaplar.com/urun/sanal-bagimlilik/ ) Lütfen bizde ekranları bırakıp çocuklarla vakit geçirelim...
Mustafa TEZCAN
İletisim:
www.mustafatezcan.com
Sosyal Medya:
instagram.com/mustftezcan
twitter.com/mustftezcan
youtube.com/mustafatezcan